11⦁12 Mayıs Ana Sınıfı ve İlkokul Kabul Süreci
Hemen Başvur
11 Mayıs Ortaokul ve Lise Öğrenci Kabul Sınavı
Hemen Başvur
Okul Tanıtım Turu
Hemen Başvur
NUN Okullarında Çalışmak İçin
Hemen Başvur

Çocuklara Kaybetmeyi Öğrenmeleri Konusunda Nasıl Yardımcı Olunabilir?

ÇOCUKLARA KAYBETMEYİ ÖĞRENMELERİ KONUSUNDA NASIL YARDIMCI OLUNABİLİR?

 

Sadece deneme-yanılma yoluyla öğrenen çocuklar ileride sağlam birer yetişkin haline gelebilirler. 
Beth Arky

 

Ebeveynler çocuklarının başarılı olmalarına yardım etmeyi kendilerine görev bilme eğilimindedirler. Ancak çocuk gelişimiyle ilgili, öğretmenlerin ve çocuklarla çalışan profesyonellerin gittikçe fark ettikleri şöyle bir gerçek vardır; aslında çocuklar günden güne artan bir biçimde başarısızlığı/kaybetmeyi öğrenme konusunda yardıma ihtiyaç duymaktadırlar.

Çocukların başarısızlığa karşı müsamahalı olmayı öğrenmemesi, onları kaygı konusunda savunmasız bırakır. İster okul öncesinde olsun, ister üniversitede, günün birinde başarısız olacakları durumlarla karşılaşmaları çok olasıdır ve bununla başa çıkmayı öğrenmedikleri takdirde bu onları daha zor durumlara sokacaktır. Belki daha da önemlisi, bu durum çocukların yeni şeyler denemekten vazgeçmesine sebep olacaktır.

İşte tam da bu yüzden dünyanın en iyi atletlerinden biri olan Michael Jordan, yıllarını kaybetmenin önemini anlatmaya çalışarak geçirmiştir. Jordan paylaşımlarında sürekli kapsamlı bir şekilde, hayatta mücadele etmemiz gereken durumlarla karşılaştığımızda nasıl azimli ve kaybettiğimiz zamanlarda ise nasıl esnek olmamız gerektiğinden bahsetmiştir. İşte onu bir “kazanan” yapan şey tam da budur.

Maalesef ki çocuklarımıza kazananlardan olmaları için yapılan baskının gitgide artıyor olması ve ailelerin de bu noktada çocuklarının başarılı olmaları için mümkün olan her imkânı sağlamaları neticesinde;  her gün en ufak yanlış adımında bile perişan olan çocuklarımızın sayısında gitgide büyüyen bir artış görmekteyiz.

6 yaşında iken piyano derslerine başlamış olan Sara’nın oğlu John’u düşünelim. “Ne zaman yanlış bir nota çalsa müzik defterini alıp kafasına vuruyor” diyor annesi. Piyano öğretmeninin daha önce hiç kendine karşı bu kadar sert davranan bir öğrenci görmediğini kendisine ilettiğini ve kendisinin de John’a kendi aile yaşantılarından örnekler vererek kimsenin baskıcı ve kaba tutumlar altında bir şey öğrenemeyeceğini, oğlunun da bunu kendisine yapmaya hakkı olmadığını söylediğini ekliyor.

14 yaşında arkadaşlarının kabul aldığı saygın bir okula kendisi giremediği için çılgına dönen ve kendi kendine zarar vermeye başlayan Sara’nın annesi Alicia ise bu deneyimin kendileri için çok korkunç olduğunu, özellikle hissettikleri baskı ve hayal kırıklığının onları çok zorladığını paylaşıyor.

Örneklerde de açıkça görüldüğü üzere, sıkıntıya ve stresli durumlara müsamaha gösterebilmek kazanılması gereken çok mühim bir yaşam becerisidir.  Okul ortamları söz konusu olduğunda, Child Mind Institute’ de Klinik psikolog olarak görev yapan Dr. Amanda Mintzer, “Kusurlu olmayı–işlerin istediğiniz gibi gitmediği zamanlarda- tolere edebilme yetisini kazanmak çoğu zaman dersin asıl konusunu öğrenmekten çok daha önemli” diyor. “İster şahsi hedefler, ister akademik hedefler, ister sadece insanlarla etkili şekilde iletişim kurmakla ilgili olsun, bu öğretiyi inşa etmek, çocukların daha bağımsız olabilmeleri ve gelecekteki uğraşlarında başarı sağlamaları açısından büyük gereklilik taşımaktadır” diye de ekliyor.

Peki, çocuklarımıza “kaybetmeyi” nasıl öğreteceğiz? Dr. Mintzer bize birçok adımdan oluşan bir süreç sunuyor:

İLK OLARAK: EMPATİ YAPTIĞINIZI GÖSTERİN

Çocuğunuzla empati yapın, onun stres altında olduğunun farkına varın, sadece “önemli değil, bir dahaki sefere daha iyisini yaparsın” demeyin zira çocuğunuzun hayal kırıklığı ve hüsran duygularını baştan savmanız çözüm değildir. Bunun yerine ebeveynlerin kullandıkları dili değiştirmeleri gerekir: “Gerçekten hayal kırıklığına uğradığını görebiliyorum ve daha iyisini yapmak istediğini biliyorum.”

MODEL OLUN

Kaybetmenin de hayatın bir parçası olduğunu ve zaman zaman “siz de dâhil” herkesin bu duyguyu yaşadığını ona açıklayabilirsiniz. Sizin de “kaybettiğiniz” deneyimlerinizi onlarla paylaşabilirsiniz. Dr. Mintzer,“Ebeveynler, kendileri başarısız olduklarında, bunu karşılama biçimleriyle çocuklarına model olabilirler” diyor ve mesela iş yerinde bekledikleri terfiyi alamamalarını misal gösterebilirler diye de örnekliyor. “Çocukların sadece, gerçek hayatın hatalar, yanlış adımlar ve hatta kayıplar içeriyor olmasına odaklanmaları şart değil. Herkes işlerinin planladığı gibi gitmesini ister ancak asıl önemli olan, planlandığı gibi gitmediğinde de bunun normal olduğunu çocuklarımıza öğretmektir” diye de ekliyor.

ÖĞRENME ZAMANI HALİNE GETİRİN

Başarısızlık anları, ebeveynlerin çocuklarına kabullenmeyi ve çözüm üretmeyi öğretebilmesi açısından bir şanstır. Çocuğunuzla beraber bir dahaki sefere daha başarılı olabilmesi için neler yapabileceği üzerine fikir yürütebilirsiniz. Örneğin, bir dahaki sınava daha farklı bir yolla çalışabilir mi? Ya da sınavdan önce bilmediği/anlamadığı konularla ilgili öğretmeniyle konuşabilir mi?

“Bu, kabullenme ve değişim arasındaki dengedir” diyor Dr. Mintzer. “Bu, bir yandan durumu olduğu haliyle kabullenmekle ve hayal kırıklıklarına karşı müsamaha gösterme becerisini geliştirmekle, bir yandan da ‘bir dahaki sefere bir şeyleri değiştirebilir miyiz? Bundan öğrenebileceğimiz bir şeyler var mı?’ sorularını sormakla ilgilidir” diye de ekliyor.

MAYIN TARLASI SOSYAL MEDYA

Bunun yanı sıra çocuklar, kimi zaman kaybettiğimizde veya hayal kırıklığına uğradığımızda, o an için yapabileceğimiz bir şey olmadığını bilmeli, bunu da hayatın bir parçası olarak kabul etmeli ve yola devam etmelidirler. Dr. Mintzer buna örnek olarak sosyal medyayı veriyor:

Diyelim ki bir kız çocuğu, o gün dışarı çıkamayacağını söyleyen arkadaşının, bir başkasıyla dışarıya çıktığını Facebook veya Instagram’dan öğreniyor.

“Bu gerçekten incitici bir durum” diyor Dr. Mintzer. Pek çok duyguyu aynı anda hissediyor; hüsran, hayal kırıklığı, üzüntü, öfke… Tüm bunlarla nasıl başa çıkabilir? Arkadaşlarını arayıp onlara kızıp bağırması durumu sadece daha da kötü hale getirir.  Olanları görmezden gelebilir ve hiç görmemiş gibi davranabilir ama bu, onun daha iyi hissetmesini sağlamayacak ve gelecekte de aynı şeyin yaşanmaması için bir önlem olmayacaktır.

Peki, ebeveynler olarak biz, durumun kabullenilebilmesi için nasıl yardımcı olabiliriz? Belki durumla ilgili daha fazla bilgi sahibi olabilir ve bu, ona kendisini daha iyi hissettirebilir. Belki sıkıntı yaşadığı arkadaşlarıyla sakin bir şekilde konuşmayı deneyebilir, onlara gördüğü fotoğrafın onu üzdüğünü anlatabilir. Belki tüm bunların arkasında yatan farklı bir sebebi keşfedebilir. Belki de hoşuna gitmeyecek bir cevapla karşılaşabilir. Ya da bunların hepsi birden de olabilir.

Bu da bize farklı bir hayat tecrübesi kazandırır; bazen grup dışına itilsek de, bazen hoşlanılmayan kişi olsak da, hoşumuza gitmeyen bu durumlarla işleri daha kötü hale getirmeden, baş etmeyi öğrenmemiz gerek. Dr. Mintzer diyor ki: “ Bu şekildeki becerilerin çoğuna kişilerarası ilişkilerimizde de ihtiyaç duyuyoruz”.


GERİ ÇEKİLİN VE ÇOCUĞUNUZUN HATA YAPMASINA İZİN VERİN

Çocuğunuzun incindiğini görmek çok zor olabilir ama hayal kırıklıklarıyla nasıl başa çıkabileceğini ancak deneme yanılma yoluyla öğrenebilir. Aksi takdirde, problem çözme becerilerini geliştirebilecekleri deneyimleri çocuklarınızın ellerinden almış olursunuz ve karşılaştıkları yeni güçlüklerde kendilerine güvenlerini ve psikolojik açıdan dayanıklılıklarını geliştirebilmelerinin de önüne set çekmiş olursunuz.

TERAPİ FAYDALI OLABİLİR

Eğer çocuğunuz hata yapmaktan korktuğu için adım atmaya çekiniyorsa belki terapi desteğine ihtiyacı olabilir. Çocuğunuz kaygı bozukluğu tanısı almamış olsa dahi, kaygıyla birlikte donuklaşıyor olabilir. “Böyle durumlarda Maruz Bırakma Terapisiyle onları yavaş yavaş mükemmel olmayan şeylere maruz bırakıyoruz” diyor Dr. Mintzer.

Örneğin, çocuğunuz ev ödevlerini bir türlü bitiremeyip her kâğıdı “ bu olmadı” diyerek yırtıp attığında, ebeveynler o ödevin sonsuza kadar süreceğinden şikâyet ettiklerinde, “biz çocuklara yazım hataları yapmalarının normal olduğunu ve ödeve devam etmelerini ” söylüyoruz.  “Seans esnasında onlardan 1-2 paragraf yazı yazmalarını istiyor, özensiz yazma da dâhil olmak üzere yapabildikleri kadar çok hata yapmalarını istiyoruz ki hata yapmanın dünyanın sonu olmadığı fikrine alışsınlar.”

Ayrıca birlikte hata yapma pratiği yapıyoruz. Bunun rahatsız edici bir deneyim olduğunu biliyoruz ama aynı zamanda bunu pratik etmenin hatalara karşı müsamaha gösterme becerisini güçlendireceğini de biliyoruz.

Aileler hata yapmanın ötesine geçmede uygulayabilecekleri bundan daha fazla yola sahiplerdir aslında.

Alicia, Sara’nın kendine zarar verici davranışlarda bulunduğunu öğrendiğinde, başarılı olabilmesi için onu küçük özel bir okula kaydettirmişti. Ayrıca Sara’yı terapiye götürdü ve ona daha fazla vakit ayırıp “bir şeylerle başa çıkabilmesi için” onu desteklemeye başladı. Ve bir şeyler başardığında gururlu hissetmesine fırsat verdi.

Bu sene birinci sınıfa başlarken Sara annesine  “seçkin bir okuldansa bu okula gönderildiği için çok memnun olduğunu” söyledi. O zamanlar bu okullar tarafından reddedilmenin çok büyük bir kayıp olduğunu düşünmüştü.  Ama şimdi çok daha mutluydu, kendine zarar verme davranışları son bulmuştu ve çok daha fazla esneklik gösteren bir çocuk haline gelmişti.

Kaybetmeyi öğrenmek kimi zaman acı verici olabilir. Ancak çocuklar yalnızca hayatın onlara getirdiği iyi-kötü her durumun üstesinden gelme becerisini kazandıklarında başarılı olabilirler.

 

Çeviri: NUN Okulları PDR Birimi
Kaynak: http://nunokullari.com/uploads/file/image-15706127261398086494.org/article/how-to-help-kids-learn-to-fail/